Bitmeyen Tartışma: Marvel vs DC

0
2834

Öncelikle bu yazıyı herhangi bir firmayı daha iyi göstermek için veya “Fanboy’luk” yapmak için yazmıyorum ön yargıyla yaklaşmayın yani. Bana göre iki tarafın da artılarını ve eksilerini yazmak istedim sadece. Marvel ve DC, aklımıza gelebilecek çoğu süper kahramanın, fantastik karakterlerin fikir sahibi firmalar. Marvel, 1939 yılında Martin Goodman tarafından Timely Comics adıyla kuruldu. DC ise 1934 yılında Malcolm Wheeler-Nicholson tarafından National Comics adıyla kuruldu. DC harfleri şirketin popüler serilerinden biri olan Detective Comics’in baş harflerinden gelir. Batman bu serinin içinde doğmuş ve zamanla DC, şirketin adı haline gelmiştir. Çizgiroman tarihinin altın çağı Superman’in evsahipliğini yaptığı Action Comics (Macera Çizgiromanı) dizisi ile başlar. Superman karakteri ile büyük başarı sağlayan DC başarısını 1939 yılında yayına soktuğu bir diğer süper kahraman Batman ile devam ettirir. Marvel ise ilk süper kahraman dizisi Namor’u yine 1939 yılında yayınladı.

Günümüzde ise Marvel’ın çizgi romanlarını daha iyi pazarladığını biliyoruz. Şöyle bir düşünün, hangi taraftaki karakterleri daha çok tanıyorsunuz. DC’de sadece Justice League üyelerini çok iyi biliyoruz, onların da bazılarını. Son zamanlarda çıkan filmlere bir bakın. Marvel filmleriyle öyle şeyler yaptı ki insanlar DC’nin varlığını unuttu, Marvel çizgi romanları değişik satış rakamlarına ulaştı. DC de sonradan bak bu da var bizde, biz de yaparız dedi ama ilk filmden bence istedikleri şeyi yapamadılar. Marvel‘a yetişmek için tek filmde çok fazla şey anlatmaya çalıştılar, bu da bilmeyenler için sadece karmaşa yarattı. Son olarak bu söylediklerimi pekiştirecek birkaç şey daha var. Marvel karakterlerinden bazı önemli olanları DC’den esinlenme olduğunu biliyor muydunuz? (Çalma demedim de yumuşattım biraz, çalma denmez çünkü ayıp.) Mesela 1963 yılında DC, Doom Patrol adında bir çizgi roman çıkarıyor. Bir grup süper güçlü insanın bir araya geldiği, kötülerle savaştığı ve başlarında ki patronun ayaklarının tutmadığı ve gücünün zihin kontrolü olduğu bir çizgi roman. Tanıdık geldi değil mi? Doom Patrol çıktıktan sadece 3 ay sonra Marvel, X-men diye bir çizgi roman serisi çıkartıyor. Eminim çoğunuz Doom Patrol’ü daha önce duymamıştır bile. Hadi duydunuz diyelim hiç okudunuz mu? Bunun sebebi bence Doom Patrol’ün kötü olması değil. DC’nin pazarlama konusunda eksik olması. Bunun gibi birkaç örnek daha var araştırıp bulabilirsiniz.

16 yaşın üstünde olan çizgi roman severlerine soruyorum. Tamam, çizgi roman okumak eğlenceli, güldüğümüz bir hobi. Ama arada siz de istemiyor musunuz şöyle karanlık atmosfer olsun, karanlık düşmanlar olsun. Okurken, “-ulan analar ne kötüler doğuruyor be” diyelim. Bu konu için Tanos ve Darkseid ‘ı konunun dışında bırakalım çünkü aynılar. Neredeyse aynılar falan da değil tamamen aynılar her şeyiyle.  Marvel camiasında, izlerken cidden kötü olduğunu gördüğümüz, içinde o karanlık tarafı taşıyan, Avengers’ın alayıyla baş edebilecek 2 kişi var. Loki ve Doctor Doom. Bir de Venom’u gördüğümde oldum olası korkmuşumdur. Şimdi DC tarafındakileri saymaya başlıyorum. Joker, Doomsday, Scarecrow, Lex Luthor, Ra’s Al Ghul, Riddler, Zoom ve daha nicesi. Belki sadece bana göre öyledir ama DC’nin kötülerini hep daha çok sevmişimdir.  Şuan fark ettim de çoğu Batman’in düşmanı…

Karakterlerden bahsedecek olursak iki tarafı da ünlü yapan neredeyse herkesin tanıdığı bazı karakterler var. Marvel için Spiderman ve yeni yeni Iron Man. DC için de Batman ve Superman. Iron Man’in meşhur olmasının sebebini hepimiz biliyoruz aslında Robert Downey Jr.. Superman’in de yaratılan ilk kahramanlardan olması ona büyük bir avantaj sağlıyor ve adam sonuçta süper adam yani. Ben de süper kahraman yapsam herhalde aklıma gelen ilk isim Superman olurdu. Şimdi Batman’e gelelim. Açık konuşmak istiyorum bence DC’yi ayakta tutan kahraman Batman. Adamın bilindik hikâyeleri dışında küçük hikâyeleri bile o kadar güzel ki adamlar yapmış diyorsunuz. Ama Batman’in ve Superman’in aynı hikâyede olması bazen mantıksal hatalar yaratabiliyor. Tamam, anladık Batman zekâsı ve liderliği yüzünden Justice League’e üye ama abicim dünyayı yok edecek gücü olan adamlar Batman’i bir türlü öldüremiyor. Mesela aynı sorunun tam tersi de Superman de var. Superman’i o kadar güçlü yaratmışlar ki ilk başta adama düşman bulamamışlar. Zamanla güçleri azalmış tabii ama hala çok güçlü bu da çizgi roman okurken insanın aklına sürekli şunu getiriyor. “ Abicim vursana bir tane şuna, ışın at ne biliyim dondur biz mi söyleyelim bunu da.” Aynı sorun Flash’de de var mesela. Flash’in özellikle bir gücü var ki yazıyorum bakın siz karar verin. Flash o kadar hızlıdır ki istese 1 saniye ona binlerce yıl gibi gelebilir. Şimdi adama sorarlar balım sen bu kadar güçlüsün madem ne uğraştırıyorsun insanları aç Speed Force’u iki tane yumruğu vur bunlara herkes rahat etsin. DC’de kahramanlara aşırı güç yükleme gibi bir durum var. Marvel’da da var bu tarz durumlar ama oturup düşününce bile aklıma gelmedi. İnsanı rahatsız etmiyor en azından.

Bugün bu iki firma öyle bir noktaya geldi ki, Amerikan çizgiroman pazarının %70’i bu iki firmanın elinde. Genel olarak baktığımda, benim için, tekrar ediyorum benim için, Marvel tarafı her zaman eğlenceli, sonunda iyilerin hep kazandığı, daha neşeli bir firma olmuştur. DC’de kahramanların sürekli belaya sürüklendiği, kimin ne zaman öleceği belli olmayan, karanlık atmosferli firma olmuştur. Artılarıyla eksileriyle iki tarafı da aynı heyecanla takip ediyorum.

Click to rate this post!
[Total: 1 Average: 5]

Bir yorum bırakın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.