Önemli bir dönüm noktası: Üniversite tercihleri

0
3187

Sürekli ismi değişen üniversite giriş sınavına hazırlanmak zorlu bir maratondur ve bunu tamamlasanız bile diğer bir maraton başlar; tercih işlemleri. Akılda birçok soru, nereye gideceğinizi, ne okuyacağınızı belirlemek için düşünüp durursunuz. Çünkü bir yanlış tercih en az iki yılınıza (yerleşme sağlanırsa bir sonraki sene puanınız kırılacağı için yüksek ihtimalle işiniz bir sonraki yıla kalacaktır), bir yanlış meslek ise ortalama 40 yılınıza mal olur. İstemeyerek, sevmeden okuyacağınız bir bölüm hayatınızın en güzel dönemi olacak yılları mahvedebilir. Dahası bu meslek hayatınızda da devam edebilir.

Şöyle genel olarak bir düşünün, hayatınızın her alanında sistemin bir şekilde alıp getirdiği insanların icra ettiği mesleklere hepimiz denk gelmişizdir. Suratsız gişe memurları, muayyeneye gittiğinizde doğru düzgün yüzünüze bile bakmayan doktorlar… Örnekler çoğaltılabilir, ama temel problem aynı; yanlış insan, yanlış yer. Severek yapılmayan meslek hem o insan için, hem mesleki ortamında karşılaşacağı insanlar için sorunlara yol açacak ve mutsuz bir hayata sebep olacaktır. Burada ülkemiz içinde özellikle ailelere yerleşmiş bir problem var. Şu garanti meslek, bu çabuk iş bulur gibi nedenlerle çocuklara dayatılan mesleklerin sonucu ülkemiz genel olarak işini doğru düzgün yapmayan veya yapmak istemeyen insanlarla dolup taşıyor ve bunun sonuçlarına hepimiz maruz kalıyoruz. Bir çoğunuzun çevresinde “-Polis ol, iki yıl oku, işin garanti”, “-Asker ol okulun bitince hemen maaşa geçersin” diyen insanlar vardır, belki bunlar ailenizde olabilir. Öncelikle şunu söyleyeyim eğer işi hazır, garanti meslek, parası iyi gibi mantıkla bu söylemleri biran bile ciddiye aldıysanız bu yazı sizlere göre değil, hayat veya sistem sizi bir şekilde bir yere sürükler zaten. Yok o meslekleri gerçekten istiyor iseniz o zaman mesleki hayatınız sizi mutlu edecektir.

Şuana kadar istediğimiz ve severek yapacağımız bir mesleğe yönelmemiz gerektiğinden bahsettik; peki nerede, hangi ilde, hangi üniversitede? Burada da ülkemizde öne çıkan bir problemle karşılaşıyoruz, özellikle aileler tarafından çocuklara empoze edilen bir söylem; “-Şehre ne bakıyorsun?”, “-Kampüsü ne yapacaksın, satın mı alacaksın sanki?” gibi şeyler söyleyen varsa çevrenizde tercih yaparken o kişiyi dinlemeyin, net. Hayatın baharı diye tanımlanan yılları geçireceğiniz şehri, okulu, kampüsü ve öğrenci ortamını seçiyorsunuz ve bu gerçekten önemli, ya da öyle olmalı. Günümüzde sadece üniversite okumak çok bir şey ifade etmiyor, kişisel gelişiminize önem vererek geleceğinize yatırım yapmak öğrencilik hayatınızda yapmanız gereken öncelikli bir konu. Okulun, şehrin, öğrenci kulüplerinin olanakları size bu imkanı tanıyabilir ve bu yüzdende okulda, şehirde, kampüs imkanları da önemli.

Özetlersek seçeceğiniz bölüm önemli, okul önemli, şehir önemli, öğrenci ortamı önemli. Eğer üniversite sınavına girmiş, tercih dönemine gelmiş ve bölüm seçmeye çalışıyorsanız geçmiş olsun sizin için yapılabilecek bir şey olduğuna inanmıyorum. Ne istediğinizi bilerek o sınava hazırlanmanız gerekirdi. Lise eğitimini tamamlamış bir insanın hala hangi bölümde ilerlemek istediğine karar vermemiş olması, çevresel etkilerle savrularak buraya kadar geldiğini ve muhtemelen de böyle devam edeceğinin göstergesidir. Çünkü en az 4 yıllık bir lisans hayatı ve sonrasında ortalama 40 yıl sürecek bir meslek hayatını 1 aylık bir dönemde seçme mantığı çokta gerçekçi değil. Mühendis olmak istiyorum, doktor olmak istiyorum, mimar olmak istiyorum gibi belirli bir yolda ilerleyerek bu aşamaya geldiyseniz tercihler noktasına değinelim.

Tercihlerinizi yaparken esas ölçüt sıralamanız, puanınız değil. Çünkü her yıl sorulara ve sınava giren adaylara göre puan ölçütleri değişkenlik gösterebilir. Önemli olan aynı koşullarda bu adaylar arasındaki konumunuz, yani sıralamanız. Bu sıralamaya göre analiz yaparak tercihlerinizi oluşturmalısınız. Tercih edilecek bölüm konusunu belirledikten sonra, ilk önemli husus tabi ki hangi üniversite olacağı. Burada üniversitenin marka değeri çok önemli. Çünkü bu değeri siz meslek hayatınız boyunca diplomanızla taşıyacak ve belki ona göre size bazı kapılar açılacak veya kapanacaktır. Başta büyük şirketler olmak üzere bazı iş ilanlarında özellikle şu şu üniversiteden mezun gibi şeylerle karşılaşmak mümkün. Bu da o üniversitelerin marka değeriyle alakalı bir durum. Bu konuda Dünya Üniversite Sıralaması Merkezi (Center for World University Rankings-CWUR) gibi kuruluşların yaptığı derecelendirmeleri inceleyerek bir fikir sahibi olabilirsiniz. Ancak tabi bu marka değeri yüksek üniversiteler yüksek sıralama gerektirecektir. Eğer sıralamanız tercih aralığını daraltacak ölçüde ise büyükşehirlerdeki üniversitelerin sıralamalarını inceleyerek işe başlayabilirsiniz. Çünkü genellikle bu şehirlerdeki üniversiteler görece daha iyi. Gelelim tercihleri oluşturmaya, bir senaryoyla anlatalım. Diyelim ki Elektronik mühendisliği istiyorsunuz sıralamanız 57.800 olsun. A üniversitesi geçen yıl 35.650 ile kapatmış, 2 yıl önce ise 31.250 ile kapatmış. Buradan anlıyoruz ki olağan dışı bir durum olmadığı sürece A üniversitesi yılda 4-5 bin sıralamada geri gidiyor. Yani bu yıl 40.000 civarında bir sıralamaya sahip olacağını ön görebiliriz. Bizim sıralamamız ise 57.800 yani tahminden 17.800 geride. Tercih edersek gelme ihtimali çok çok düşük. Ancak ösym bize çok sayıda tercih hakkı tanıyor ve tercih sırasına göre ilk önce, ilk tercih edilen, olmazsa bir sonraki, olmazsa bir sonraki şeklinde bir yerleştirme olana kadar sistem ilerliyor. Yani eğer bu okulda okumayı istiyorsak en başa yazabiliriz. İhtimal düşükte olsa çok sayıda tercih hakkımız olduğu için yazmakta fayda var. İlk tercihimiz tamam şimdi diğer bir alternatif bulalım; B üniversitesi geçen yıl elektronik mühendisliğini 39.860 ile kapatmış olsun, bir önceki yıl ise 32.190 ile kapatmış olsun. Daha önceki yıllar incelenerek daha sağlıklı bir tahmin yapmakta mümkün. Bu bilgilerden anlıyoruz ki B üniversitesi yılda ortalama 7-8 bin geriliyor. Bu da demek oluyor ki bu yıl tahminen 46-47 bin civarında bir sıralamaya sahip olacaktır. Hala kendi sıralamamız dan 10.000 öndeyiz, yani gelme ihtimali düşük. Ancak bir önceki tercihe göre ihtimal daha yüksek olduğu için bunu 2. sıraya yazıyoruz. C üniversitesi elektronik mühendisliği ise geçen yıl 51.140 ile kapatmış olsun, bir önceki yıl sıralaması 42.080 olsun. Yani yılda ortalama 9-10 bin geriliyor. Bu da demek oluyor ki bu yıl tahminen 60.000 sınırına kadar gelecektir. Bizim sıralamamıza 57.800 demiştik, yani büyük ihtimal buraya yerleşebiliriz. Öyleyse 3. tercihimize de C üniversitesi elektronik mühendisliğini yazıyoruz. Ancak C üniversitesine yerleşiriz diye tercihleri burada bitirmiyoruz. Çünkü bu hesaplar sadece iyi birer tahmin, kesinliği yok. O yüzden açıkta kalmak istemiyorsak tercihlere devam ediyoruz. D üniversitesi elektronik mühendisliği geçen yıl 56.980 ile kapatmış olsun, bizim sıralamamıza çok yakın. Bir önceki yıl sıralaması 49.240 olsun. Demek oluyor ki bu yıl tahminen sıralaması 64.000 civarında olacaktır. Bizim sıralamamız olan 57.800 den geride kalıyor. Yani buraya rahatlıkla yerleşirim diyebiliriz, garanti bir tercih gözüyle bakarak 4. tercihe de D üniversitesini yazabiliriz. Ancak yine burada bitirmiyoruz. Bunlar bu yılki sıralamaları tahmin ederek garanti gözüyle baktığımız yerler. Tahminlerimiz küçük bir ihtimal de olsa tutmayabilir. O yüzden geçen yıl ki sıralamaları göz önüne alarak birkaç tercih daha eklemekte fayda var. E üniversitesi elektronik mühendisliği geçen yıl 61.370 ile kapatmış olsun. Bizim sıralamamız dan 4 bin geride, yani geçen seneki sıralama değişmese bile veya olağan üstü bir şey olup yükselse bile gelme ihtimali çok çok yüksek. O yüzden 5. tercihimizi de E üniversitesi olarak belirliyoruz. Şimdi yaptığımız listeye bakarsak büyük olasılıkla C üniversitesine yerleşeceğizdir. En iyi senaryo B üniversitesi olacakken, kötü senaryo D, en kötü senaryo ise E üniversitesi olacaktır. A üniversitesi ise ütopik bir senaryo olacaktır.

Listemiz tamam ama hala dikkate almanız gereken birçok nokta var. Öncelikler bu listeyi geçen yılların sıralamalarını inceleyerek iyi birer tahminle oluşturduk. Yani bir kesinliği yok. Örneğin üniversite kontenjan kısıtlaması yapmıştır bu yüzden düşmesini beklediğiniz sıralama yükselebilir veya o üniversiteye beklenenin üstünde bir talep olmuştur yine tahminlerinizin aksi bir sonuç çıkabilir. Bu yüzden üst sıralara ihtimal vermediğiniz kadar yüksek yerleri ve alt sıralara da sizin sıralamanız dan çok düşük yerleri yazmak kendinizi garantiye almanızı sağlayabilir. Bir tercihi önemsemeyerek kesinlikle yazmayın. Her bir tercihi, onun çıkacağını varsayarak yapın. Gitmeyeceğiniz yeri kesinlikle yazmayın. Çünkü yerleştirme olursa kayıt yaptırmasanız bile bir sonraki yıl sınava girdiğinizde puanınız düşecektir. Dolayısıyla tekrar sınava girip tekrar tercih yapayım derseniz işinizi çok zora sokarsınız ve bir yıl bekleyip öyle hazırlanmanız gerekebilir. Bir diğer husus her yıl ÖSYM’nin yayınladığı tercih kılavuzunda üniversiteler ve bölümler için belirtilmiş bazı numaralar ve bunların açıklamalarını içeren yükseköğretim kurumları koşul ve açıklamaları kısmı var. İşte bunları kesinlikle tercih yapmadan önce incelemelisiniz. Örneğin tercih ettiğiniz üniversite de zorunlu İngilizce hazırlık, zorunlu Almanca hazırlık gibi koşullar olabilir veya bu üniversite ve bölümü tercih edebilmek için şu şu koşullara sahip olmalısınız gibi şartlar olabilir. Dikkat etmeniz gereken bir diğer nokta ise bazı üniversitelerin (özellikle vakıf üniversitelerinin) tercih bursu adı altında ilk 3 tercih, ilk 5 tercih gibi ilk sıralardan tercih edip yerleşmeniz durumunda size burs vaadinde bulunabiliyorlar. Eğer aklınızdaki tercih çok net ise bu durumu da dikkate almak isteyebilirsiniz.

Tercih listemizi oluşturmayı öğrendiğimize göre üniversite, şehir seçimi konusunda da bazı şeyler söylemek gerekiyor. Tercih edeceğiniz şehri ve üniversiteyi mümkünse önceden gidip görmeniz en iyisi olacaktır. Böyle bir imkanınız yoksa iyi bir araştırma yapmalısınız. Özellikle Ankara, İstanbul, İzmir gibi büyükşehirler de doğup büyüdüyseniz anadolu şehirleri sizin için sıkıcı olabilir. Tercih edeceğiniz şehirlerin nüfusuna bakıp büyüklüğü hakkında bir bilgi sahibi olabilirsiniz. Bazı şehirlerin toplumsal yapısının size uyup uymadığını da incelemeniz orada geçireceğiniz süre için daha doğru karar vermenize olanak sağlayacaktır. Size göre çok muhafazakar bir yer, çok zıt bir yer veya başka sorunlar içeriyor olabilir. Her ne kadar gönlümüzden geçen üniversitelerin bilim yuvası olması olsa da, ülkemizde bazen öyle olmayabiliyor. Bazı üniversitelerde ki öğrenci ortamı sizi siyasi bir taraf olamaya zorlayabilir. Ben bu işlere karışmam derseniz sizi karşı taraf olarak görebilir, onlardan olsanız gereksiz bir eğitim hayatı geçirebilirsiniz. Sizin görüşünüz olabilir ve elbetteki bir taraf olmayı da seçebilirsiniz ancak bunun üniversite öğrenci ortamında bir dayatma şeklinde olması istenmeyen bir durumdur. Yani tercih yaparken bilmeniz ve araştırmanız gereken birçok unsur var.

Sonuç olarak tercih işlemleri sizin hayatınıza büyük oranda yön verecek bir durum. İyi araştırmalı, iyi düşünmeli ve ona göre karar vermelisiniz. Bu süreçte hiç kimsenin size yol göstermesine izin vermeyin, bu aileniz bile olsa. Sadece belirlediğiniz yolda ilerlemenize yardımcı olmak isteyen insanları dinleyin. Çünkü garanti meslek, iyi para alırsın gibi mantıklarla sürüklendiğiniz bir meslek hayatı sizi mutlu etmeye büyük olasılıkla yetmeyecektir. Severek yapacağınız iş, size başarıyı zaten getirecektir. Başarı ise kazanca dönüşecektir. Sevmeden yapacağınız meslek ise hayatta sıkça karşılaştığımız gibi mutsuz ve suratsız onlarca çalışan oluşturmaya devam edecektir.

Click to rate this post!
[Total: 3 Average: 5]

Bir yorum bırakın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.